ÖFKE KRİZLERİ: ÜST KAT ve ALT KAT

ÖFKE KRİZLERİ: ÜST KAT ve ALT KAT

Çocuk büyütmenin en tatsız yönlerinden biri onların geçirdiği öfke nöbetleridir.

Ebeveynlerin çoğuna öfke nöbetleri ile baş edebilmek için tek bir yöntem olduğu, yani onları görmezden gelmeleri gerektiği öğretilmiştir. Aksi taktirde, çocuğunuzun eline size karşı kullanabileceği güçlü bir silah vermiş olacağınız ve onun da bu silahı tekrar ve tekrar kullanacağı söylenmiştir.

Beynin üst ve alt katlarını bilirseniz, iki farklı tür öfke nöbeti olduğunu da görebilirsiniz. Bir üst beyin öfke nöbeti, çocuğun bir kriz yaratmaya karar verdiği zaman gerçekleşir. Yani çocuk düğmelere basmaya ve istediğini elde edene kadar sizi dehşete düşürmeye bilerek ve isteyerek karar vermiştir. Böyle davranmasının nedeni o an üst beynini kullanıyor olmasıdır. Bu çocuğun duygularını ve bedenini kontrol edebilmesi, mantıklı olabilmesi ve iyi kararlar alabilmesi mümkündür. Alışveriş merkezinin orta yerinde avazı çıktığı kadar “O prenses terliklerini şimdi istiyorum!” diye haykırdığı vakit tamamen kontrolden çıkmış gibidir. Ama onun ne yaptığını bildiğini ve amacına ulaşmak, yani sizin her şeyi bir kenara bırakıp hemen o terlikleri almanız için, belirli bir strateji kullandığını ve sizi manipüle ettiğini görebilirsiniz.

Üst beynin öfke nöbetini tanıyan bir ebeveynin yapabileceği tek bir şey vardır: bir teröristle asla pazarlık etmemek. Bir üst beyin öfke nöbetine kesin sınırlar çizmek ve uygun olan ve olmayan davranışları net bir şekilde tanımlamak gerekir. Böyle bir durumda verilebilecek en iyi yanıt: “Bu terliklerin seni heyecanlandırdığını anlayabiliyorum. Ama böyle davranman hoşuma gitmiyor. Eğer şimdi buna bir son vermezsen, sana o terlikleri almayacağım ve bugünkü oyun iznini de iptal edeceğim. Çünkü sen bana kendine hakim olamadığını göstermiş bulunuyorsun.” Bir başka önemli olay da, eğer çocuk bu davranışına son vermezse, bunun sonuçlarına katlanacağını ona göstermektir. Böyle kesin bir sınır koymakla, çocuğunuz uygun olmayan davranışlarının sonucuna katlanması ve dürtülerine hakim olması gerektiğini anlayacaktır. Ona saygılı iletişimler kurmanın ve sabırlı olmanın işe yaradığını, aksi şekilde davranmanın ise işe yaramadığını öğretmiş olursunuz. Bunlar gelişmekte olan bir beyin için önemli derslerdir.

Çocuğunuzun yaşı ne olursa olsun, bu tür öfke nöbetlerine boyun eğmeyi reddederseniz, bu nöbetlerin düzenli bir biçimde karşınıza çıkmasından kurtulursunuz.

Üst beyin nöbetleri kasıtlı olduğu için, çocuklar onların etkisiz olduğunu ve hatta çoğunlukla ters teptiğini ve olumsuz sonuçlandığını görürlerse bu stratejiyi uygulamaktan vazgeçerler.

Alt beyin öfke nöbeti ise tamamıyla farklıdır. Burada, çocuk öyle mutsuz olur ki, üst beynini kullanmak artık onun için imkansız hale gelir. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuz öyle öfkelenir ki, saçını yıkamak için başına su döktüğünüzde haykırmaya başlar, oyuncaklarını küvetin dışına fırlatır ve yumruklarını sıkarak size vurmaya çalışır. Beyninin alt bölümleri, özellikle de amigdalası, duruma hakim olmuş ve üst beynini esir almıştır. Sonuç olarak, en azından onun için kelimenin tam anlamıyla bedenine veya duygularına hakim olması ve davranışlarının sonuçlarını görmek, sorun çözmek veya başkalarının hislerine değer vermek gibi yüksek düzeyde düşünme becerilerini kullanması mümkün olamaz.

Çocuğunuz bu dağılma durumundayken ve bir alt beyin krizine tutulmuşken, ebeveyn olarak tamamen farklı bir tutum içine girmeniz gerekir. Bir üst beyin nöbetine tutulan bir çocuğun ebeveyninin vakit kaybetmeden katı sınırlar koyması gerekirken, bir alt beyin öfke nöbetine verilecek uygun yanıt çok daha şefkatli ve rahatlatıcı olmalıdır. Ebeveynin yapması gereken ilk şey, çocuğuyla bağ kurmak ve onun yatışmasına yardımcı olmaktır.

Bu genellikle çocuğa sevgiyle dokunmak ve şefkatli bir ses tonu kullanmakla yapılabilir. Veya eğer çocuk kendini veya başkalarını incitecek veya mala zarar verme tehlikesi arz eden bir eğilim içindeyse o vakit ona sıkıca sarılmanız ve onunla sakin bir şekilde konuşarak olay yerinden uzaklaştırmanız gerekir. Çocuğunuzun mizacına göre farklı yaklaşımlar deneyebilirsiniz ancak burada önemli olan şey onu rahatlatmaktır. Ona davranışlarının neden olabileceği sonuçlardan veya uygun davranış şekillerinden bahsetmenin bir anlamı yoktur. Bir alt beyin öfke nöbeti geçirmekte olan bir çocuk, ona verilen bilgileri işlemden geçecek durumda değildir.. Dolayısıyla, çocuğunuzun üst beyni alt beynin esiri haline gelmişse, ilk göreviniz amigdalasını sakinleştirmek için ona yardımcı olmak olmalıdır. Üst beyin bir kere devreye girdikten sonra, sorunu halletmek için mantığınızı ve muhakeme gücünüzü kullanmaya başlayabilirsiniz. (Babanın, saçını öyle yıkamasından hoşlanmadın mı? Bundan sonra saçını nasıl yıkamamız gerektiği hakkında bize bir fikir verebilir misin?) Çocuk daha kabul edici bir ruh haline girince de onunla uygun olan ve olmayan davranışlar ve bunların yol açabileceği sonuçlar hakkında konuşabilirsiniz. ( yüzüne su sıçradığı için çok sinirlendiğini biliyorum. Ama öfkelendiğin zaman birisine vurmak doğru bir davranış değil. Kızgınlığını sözcüklerle ifade edebilir ve babana “baba ben bundan hoşlanmıyorum, lütfen dur” diyebilirsin.) Böyle konuşarak disiplinimizi belli etmiş ve otoritemizi de sürdürmüş oluruz. Bu çok önemlidir, ama dilerseniz bunu daha bilinçli ve daha şefkatli bir tutum içine girerek de yapabilirsiniz. Böylece, öğrenmeye daha açık olduğu zamanı yakaladığınız için, çocuğunuz ona öğretmeye çalıştığınız şeyleri çok daha kolaylıkla özümseyecektir.

Yaşı ne olursa olsun bir çocuk, hatta bir yetişkin(!), güçlü duyguların hakim olduğu durumlarda alt beyninin egemenliği altına girmeye adaydır. İşte bu nedenle, üst ve alt beyinlerin faaliyetlerinin ve bunların herhangi birinden kaynaklanan krizlerinin farkındalığı içine girmek, çocuklarımıza disiplin verirken çok daha etkili olmamızı sağlar.

Farkındalıkla…
Ebeveynler Olarak, çocuklarımızın İLK Ve EN ÖNEMLİ yol göstericileriyiz.
Yaşam yollarında ve maceralarında onlara yardımcı oluyoruz.
Sevgili anne babalar;
Sizlere bu önemli yolculuğunuzda eşlik etmek benim için çok değerli bir paylaşım. Bebeklik döneminden başlayarak, karşılaşma olasılığınız olduğunu düşündüğüm ana konularda sizlere önerilerde bulunacağım. Yolumuz meşakkatli, bir o kadar da değerli. Çocuklarımız bizim geleceğimiz; avuçlarımızın içinde tuttuğumuz değerin farkında olmamız dileğiyle…
Psikolog Nazlı Avcıl ÖKKE

Kaynak : Siegel, Daniel&Bryson, Tina. “Bütün Beyinli Çocuk”, Koridor Yayıncılık, İstanbul, 2016