Yetişkinler gibi küçük çocuklar da bir gün içinde bir çok duyguyu deneyimlerler. Erken çocukluktaki duygusal gelişimleri, onlara diğer insanların duygusal tepkilerini bir anlam verme çabası gösterme ve kendi duygularını kontrol etme olanağı verir.
Duyguları ifade etme: Küçük çocuklar bile neşe ve korku gibi duyguları deneyimler ama öz bilinç duyguları deneyimlemek için, çocuklar kendilerinden diğerlerinden ayrı olarak söz etmeli ve kendilerinin diğerlerinden ayrı olarak farkında olmalıdırlar. Gurur, utanç, mahcubiyet ve suçluluk, öz bilinç duygulara örnektir. Öz bilinç duygular, bebekte yaklaşık 18 aylıkken öz farkındalık ortaya çıkıncaya kadar gelişmemektedir.
Erken çocukluk yıllarında, gurur ve suçluluk gibi duygulara daha sık rastlanır. Bunları özellikle etkileyen, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarına tepkileridir. Örneğin, küçük bir çocuk, bir ebeveyn ” kız kardeşini ısırdığın için kendini kötü hissetmelisin” dediğinde utancı yaşayabilir.
Duyguları anlama: Erken çocuklukta duygusal gelişimde en önemli değişiklikler arasında, duyguların daha fazla anlaşılması bulunmaktadır. Erken çocukluk sırasında, küçük çocuklar belirli durumların belirli duyguları uyandırmasının muhtemel olduğunu, yüz ifadelerinin belirli duyguları gösterdiğini ve duyguların davranışı etkilediğini ve duyguların diğerlerinin duygularını etkilemek için kullanılabileceğini gittikçe daha fazla anlarlar.
Çocuklar duyguları tarif etmek için kullandıkları terimlerin sayısını iki ve dört yaşları arasında kayda değer bir şekilde arttırırlar.
Çocuklar, 4-5 yaşlarında olduklarında düşüncelere kafa yorma konusunda da artan bir beceri gösterirler. Aynı zamanda, aynı olayın farklı insanlarda farklı duygular uyandırabileceğini de anlamaya başlarlar. Ayrıca, sosyal standartlara uymak için duygularını yönetmeye ihtiyaçları olduğuna dair artan bir farkındalık geliştirirler. Ve 5 yaşına geldiğinde çoğu çocuk, zorlu koşulların oluşturduğu duyguları net bir şekilde belirleyebilir ve günlük stresle başa çıkmak için başvurabilecekleri stratejileri tanımlayabilir.
Duyguları düzenleme: Duygu düzenlemesi gelişimin önemli bir yönüdür. Duygu düzenlemesi, özellikle de çocuğun diğerleri ile etkileşim içinde iken karşılaştıkları talepleri ve çalışmaları yönetme becerisinde kilit bir rol oynar.
Duygu koçluğu yapan ve duyguları reddeden ebeveynler: Ebeveynler, küçük çocuklara kendi duygularını düzenlemede yardımcı olma konusunda önemli bir rol oynarlar. Çocuklarla duygular hakkında nasıl konuştuklarına bağlı olarak, ebeveynler, duygu koçluğu yapan veya duyguları reddeden bir yaklaşım benimseyenler olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşımlar arasındaki ayrım, ebeveynin çocuğun negatif duygularını (öfke, hayal kırıklığı, üzüntü vb) ele alma yolunda en açık şekliyle ortaya çıkar. Duygu koçluğu yapan ebeveynler, çocuklarının duygularını takip eder, çocuklarının negatif duygularını öğretim fırsatları olarak görür, onlara duygularını adlandırmada yardımcı olur ve duygularıyla nasıl etkili bir şekilde başa çıkabilecekleri konusunda onlara koçluk yaparlar. Bunun aksine, duyguları reddeden ebeveynler rollerini, negatif duyguları reddetmek, görmezden gelme veya değiştirme olarak görürler. Duygu koçluğu yapan ebeveynler, çocuklarıyla daha az reddeden bir şekilde etkileşimde bulunurlar, daha fazla yapılandırma ve övgü kullanırlar ve duyguları reddeden ebeveynlerden daha besleyicidirler. Ayrıca, duygu koçluğu yapan ebeveynlerin çocukları, üzgün olduklarında kendilerini yatıştırma konusunda daha iyi, kendi negatif duygulanımlarını düzenlemede daha etkilidirler, dikkatlerini daha iyi odaklarlar ve duyguları reddeden ebeveynlerin çocuklarından daha az davranış sorunlarına sahiptirler.
Duygu düzenlemesi ve akran ilişkileri: Duygular, bir çocuğun akran ilişkilerinin başarısını belirlemede güçlü bir rol oynar. Özel olarak da, insanın duygularını modüle etme becerisi(düzenleme becerisi), akranları ile olan ilişkilerinde çocuklara faydalı olan önemli bir beceridir. Huysuz ve duygusal olarak negatif çocuklar, daha fazla akran reddi deneyimlemeye yakınken, duygusal olarak pozitif çocuklar daha popülerdir.
Sevgili anne babalar,
Çocuklarımızın duygularını reddetmeden, onları kabullenerek kurduğumuz ilişki, onların her alanda başarılı olmalarına giden yolu açacaktır.
Sizlere tüm kalbimle inanıyorum!
Her anlamda sağlıklı Ve mutlu yarınlar bizlerin elinde!
Farkındalıkla…
Ebeveynler Olarak, çocuklarımızın İLK Ve EN ÖNEMLİ yol göstericileriyiz.
Yaşam yollarında ve maceralarında onlara yardımcı oluyoruz.
Sevgili anne babalar;
Sizlere bu önemli yolculuğunuzda eşlik etmek benim için çok değerli bir paylaşım. Bebeklik döneminden başlayarak, karşılaşma olasılığınız olduğunu düşündüğüm ana konularda sizlere önerilerde bulunacağım. Yolumuz meşakkatli, bir o kadar da değerli. Çocuklarımız bizim geleceğimiz; avuçlarımızın içinde tuttuğumuz değerin farkında olmamız dileğiyle…
Psikolog Nazlı Avcıl ÖKKE
Kaynak: Santrock, John W.,Yaşam Boyu Gelişim, Gelişim Psikolojisi, Nobel Yayıncılık