Bu ayın sonunda çocuğunuz:
•İyi yürüyebilir
•Bir cismi eğilip yerden alabilir
•En azından bir kelimeyi kullanabilir
Çocuğunuz şunları da yapabilir:
•İki kelime kullanabilir ( 14.5 aylıkken )
•Bardaktan su içebilir
•Çizgi çizebilir
•İstediği cismi parmağıyla gösterebilir
Çocuğunuzun şunları da yapması olasıdır:
•Sorulduğunda vücudunda herhangi bir yeri parmağıyla gösterebilir
•Kaşık/çatal kullanabilir ( çok düzgün bir şekilde olmasa da)
•İki küple kule yapabilir
Hatta çocuğunuz şunu bile yapabilir:
•Oyuncak bebeğini besler
Duygusal Gelişim: On beşinci ayda çocuk artık memnuniyetini ifade edebilir, sıcaklık gösterebilir, yeni tecrübelere ilgi duyabilir, anne babayla oyun oynayabilir, karşı gelebilir, koyulan sınırlamaları kabullenmeye başlayabilir.
MERAK ETTİKLERİNİZ ☺
Gece Yarısı Uyanmaları: Gece yarısı uyanmak gayet normaldir. Herkes gece boyunca birkaç kere uyanır. Normal olmayan tekrar uykuya dalmamaktır. Eğer her ağladığında sizi yanında bulursa kendi kendine uykuya dalmayı öğrenemeyecektir ve istemeden de olsa buna siz izin vermiş olursunuz. Artık ne zaman uyansa sizden, emzirmenizi, kucağınıza almanızı, ninniler söylemenizi bekleyecek ve siz bu ilgiyi ona gösterene kadar uyumayacaktır.
Gece Yarısı Beslenme: Çocuğunuzun tekrar uykuya dalması için en kolay yolu seçmeniz kolayca anlaşılabilir. Yoğun bir iş gününden sonra, hele de sabrınızın ve dayanma gücünüzün sonunda iseniz ve de saat gecenin ikisini veya üçünü gösteriyorsa, sizi zorlamayacak bir çözümle yaklaşmanız kuvvetli bir olasılıktır. Gece yarısı çocuğunuzu beslemeniz doğru bir fikir değil ve bunun birkaç sebebi vardır. Birinci sebep, gece yarısı beslenme diş çürümelerine sebep olur. İkincisi, çocukların da tıpkı yetişkinler gibi geceleri besin almaya ihtiyaçları yoktur ( çocuğunuz boy ve kilo açısından yeterince gelişmiyorsa doktorunuzla görüşün ) ;vücutları 10-12 saatlik uyku süresince açlığa tahammül eder. İhtiyacı olmadan beslenmesi, şişmanlamasına yol açacağı gibi, beslenmenin sebebi hakkında kafasında karışıklık yaratır ve yanlış sebepten dolayı beslenmiş olur. Bu da gelecekte aşırı kilo problemlerine yol açabilir. Bunun dışında, çocuğu uyanmasına yakın beslemek, kahvaltıda yenecek katı besinlere karşı iştahını kapatır. Siz çocuğunuza gece yarısı yiyecek verdiğinizde, bir sonraki gece beslenme saati gelince midesi çocuğunuzu uyandırmakta ve siz de onu tekrar beslemek zorunda kalmaktasınız, tıpkı düzenli öğlen yemeği alışkanlığı olan birinin her gün saat 12 yi vurduğunda karnının zil çalması gibi. Gece yemek yemeden deliksiz bir uyku uyumasını sağlamak için öncelikle gece beslenmelerini ortadan kaldırmanız ve onun vücudunun açlık saatini baştan ayarlamanız gerekiyor.
Anti Sosyal Davranış: Sosyal olma duygusu çocuklarda kolay gelişmez, bazen hiç gelişmeyecek sanırsınız. Eğer yaş ortalaması bir buçuk olan çocukları aynı odaya koyup izlerseniz, hepsinin tek başına oynamayı seçtiklerini görürsünüz. Bu tipik anti sosyal davranış doğal olduğu kadar normaldir de. Sosyalleşme oyununun başlangıcında çocuk için diğer çocuklar hareket eden ses çıkartan birer eşyadan başka bir şey değildir.
Akranlarına Vurma Adeti: Bu yaşlarda önceden tasarlanmış soğukkanlı bir saldırgan davranış söz konusu değildir. Çocukların oyun heyecanı içinde istemeden birbirlerini engellemesi itiş kakışa sebep verebilir. Henüz onlardan anlayışlı bir davranış beklemek için erken olsa da bu işe şimdiden başlamanın bir zararı olmaz. Çocuğunuz başka bir çocuğa vurduğu zaman, kesin bir dille müdahale etmek gerekir ( Vurma! Vurmak acıtır, öyle değil mi? / Vurmak kötü, çünkü acıtıyor ve onun için bizim vurmamamız lazım ) Elbette hareketlerinizin de sözlerinizi desteklemesi gerekir.
Tekrar Emeklemeye Başlamak: Yürüme gibi esaslı bir değişim söz konusu olduğunda gelişme genellikle bir adım ileri bir adım geri şeklinde gerçekleşir. Çocuğunuz ile ilgili bu değişim şu faktörlerden birine bağlanabilir; hür olmaya karşı isteksizlik, zorlanma ile gelen isteksizlik, kötü bir düşüş, rahatsız edici değişiklikler, başlamak üzere olan soğuk algınlığı veya diğer küçük hastalıklar, kötü bir gün, yorgunluk. Tabii eğer çocuğunuz yürümeye hiç hevesli değilse, olağan dışı bir huzursuzluğu varsa veya topallama, ayaklarının üstünde duramama gibi durumlar söz konusu ise doktorunuza başvurunuz.
BİLMENİZ GEREKEN ÖNEMLİ ŞEYLER
Duyuların Vurgulanarak Kullanılması
Yetişkinler genellikle duyuların değerini bilmezler. Duyularımızı her sabah uyanışımızdan itibaren bütün gün boyunca kullanırız, fakat bunu gerektiği şekilde yapmayız. Aramızdan kaç kişinin, gerçekten durup gülleri kokladığını, kuşların ötüşünü dinlediğini, kurabiyenin üstündeki tarçının tadına vardığını söyleyebilirsiniz? Kaç kişi dokunduğu dokuları inceler veya gördüğü güzelliklerin farkına varır?
Yürüme çağındaki çocuklar ise, tam tersi sadece gülleri koklamak için durmazlar, aynı zamanda onlara bakmak, dokunmak, hatta tatlarını öğrenmek için dahi dururlar. Küçük çocuklar duyularını, bir bilim adamının laboratuvarını kullanmasından farksız şekilde kullanırlar.
Bir çocuk, desteğe ihtiyaç duymadan dahi, içgüdüsel olarak bu beş duyudan yararlanmasını bilir. Sizin de desteğinizle çocuğunuz beş duyusundan daha iyi yararlanmayı öğrenecektir.
ÇOCUĞUNUZUN BİLMESİ GEREKEN ÖNEMLİ ŞEYLER
Kimse Kusursuz Değildir
Dünyaya anne ve babaya tapan bir çocuk gözüyle baktığınızda, anne ve babanın her şeyi bildiği ve her zaman doğru olduğu kanısına varırsınız. Kısaca, onlar kusursuzdur. Dünyada biraz daha uzun vakit geçirmiş olanlar, bunun sadece bir hayal olduğunu bilir. Aramızdan en iyilerinin bile zayıflıkları ve hataları ile böyle bir kategoriye giremeyecekleri apaçık ortadadır.
Çocuklar bunu ne kadar erken öğrenirlerse o kadar iyi olur. Çünkü büyüklerin de ( hatta annenin, babanın, anneanne, babaanne, dedelerin, hatta öğretmeninin ) hata yapabileceğini öğrenen çocuklar, kendilerini büyürken daha hür hissedecek ve hata yapma korkusu olmadan hayatın risklerine göğüs gerebileceklerdir.
Çocuğunuza bu dersinde yardımcı olabilmek için;
•Çocuğunuzdan kusursuz olmasını beklemeyin. Beklentileriniz ( davranış, yetenek, anlama ) sadece onun yaşına değil aynı zamanda karakter yapısına da uygun olmalıdır.
•Etrafınızdakilerin kusurlarını kabul edin.
•Kendi hatalarınızı çocuğunuzdan saklamayın.
•Kendinizden de hatasız olmayı beklemeyin. Hatasız anne baba yoktur. Unutmayın, siz sadece insansınız. Hatalarımızı anlamamız, onlardan ders almamız ve hayata devam etmemiz doğru olacaktır.
•Çocuğunuzun yaptığı hataları tamamen affedin. Koşulsuz anlayış gösterin, kabullenin. Sevginizi sakınmayın, saklamayın; aksi taktirde çocuğunuzu başarısızlığa itersiniz.
•Sizin onun hakkında mükemmeliyetçi beklentilere sahip olmadığınızı bilmesinin, onu başarısız biri yapacağından korkmayın. Aslında bunun tam tersi gerçekleşir. Hata yapmayı göze alabilen, mükemmel olma baskısını üzerinde hissetmeyen çocuklar, gerçekten de diğerlerinden daha başarılı olurlar. Yanlış yapma riskini göze alarak büyüyen çocuklar, ileride kendileri için daha iyi şeyler hissederler, bundan dolayı da depresyon ve madde bağımlılıkları gibi sorunlar çok daha az ortaya çıkar.
Farkındalıkla...
Ebeveynler Olarak, çocuklarımızın İLK Ve EN ÖNEMLİ yol göstericileriyiz.
Yaşam yollarında ve maceralarında onlara yardımcı oluyoruz.
Sevgili anne babalar;
Sizlere bu önemli yolculuğunuzda eşlik etmek benim için çok değerli bir paylaşım. Bebeklik döneminden başlayarak, karşılaşma olasılığınız olduğunu düşündüğüm ana konularda sizlere önerilerde bulunacağım. Yolumuz meşakkatli, bir o kadar da değerli. Çocuklarımız bizim geleceğimiz; avuçlarımızın içinde tuttuğumuz değerin farkında olmamız dileğiyle…
Psikolog Nazlı Avcıl ÖKKE
Kaynak: Eisenberg, A., Murkoff H., Hathaway S., Çocuğunuz Büyürken Sizi Neler Bekler, Epsilon Yayınevi, 2012.
: 13.07.2016